Bilgisayarlı Demokrasi

Bilgisayarlı Demokrasi

Gelecekle ilgili vizyon tanımları hep ilgimi çekmiştir. Hatta geriye dönük bir tarama yapsak blog yazılarımın satır aralarından bununla ilgili bir çok ipucu çıkacaktır. Bunlara bir yenisini ekleyeyim: çocukken televizyonda X-Men’den sonra en sıkı takip ettiğim seri Beyond 2000 idi (pazar günleri TRT’de).

Gelecekle ilgili ön-okumalarımdan ve iddialarımdan biri şu ki; Gelecekte bilgisayar, bilgi ve iletişim sistemlerinin kırılamaz, kandırılamaz olup olamayacağını hayatımızı bir kaç yönde etkileyecek. Şifreleme ve güvenlik sistemlerinin geleceği aynı zamanda bizim de geleceğimizi pratik yönden şekillendirecek.

Halihazırda her gün eğitim, finans, telefon hizmetleri, üretim, reklamcılık alanlarında bilgisayarın rolünün giderek arttığına şahit oluyoruz. Ama henüz “medya”sı hariç sosyal ve bireysel hiçbir kavram bilgisayarize edilmemiş durumda.

Bu “bilgisayarize” edilmemiş kavramlar ve imkanlar üzerine bir çok kurgu oluşturulabilir. Ama herkesin demokrasi üzerine daha fazla kafa yormaya başladığı bugünlerde, bu konuların aralarından “bireysel temsil”i ve dolayısıyla demokrasiyi konu olarak belirlemek istiyorum. Konuyu genişletmek adına “güvenilirliğini tarafların gözleme özgürlüğüne dayandıran klasik demokrasi yerini bilgisayar-destekli modern bir demokrasi modeline bırakabilir mi?” sorusuna yanıt vermeye çalışarak başlayacağım.

Hatta organize gidelim, önce sorunu belirleyeceğim ardından vizyon tanımını yapacağım, fizibilitesine ise siz karar verirsiniz.

Sorunlar:

Bence, demokrasi halkın iradesinin temsil edildiği bir sistem olarak; günümüzün artan nüfüs ve toplumdaki farklı görüş sayısı ile klasik yöntemlerle üstesinden kalkamayacağı bir dinamizme ihtiyaç duyuyor.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, hızlanan yaşam koşullarınca yasama organına düşen yük artıyor. Hemen uygulanması beklenilen ve hızla meclisden geçirilen yasaların “sarsıntı” yaşatmaması, kendi içerisinde nispeten tutarlı olması adına istikrar gereksinimi duyuluyor. Bu da zaten “öcü” görünen “koalisyon” hükümetlerinden uzak, oy verenlerin gidişata 4–5 senelik periodlarla müdehale edebilecekleri, temsil oranının yaklaşık %40 ila %50’sinin dışarıda kaldığı parlementoları oluşturuyor. Ayrıca bireyler tarafından seçilen milletvekillerince yürüyen, ama nüfus kalabalıklığından ötürü bir kere dahi seçilen ve seçenin aynı ortamda bulunulmasına ve bu kararların tartışılmasına izin vermeyen parlementer sistem temsil gereksinimini sağlıklı karşılayamıyor.

Aynı sistem “oy verenin görüşünün veya ihtiyacının değişmesine neden olan” hiçbir olaya refleks oluşturamıyor. Güven oylamalarının öncesinde ve sonrasında ekonomik krizler ülkelerdeki istikrarlı gidişatı bozuyor.

IT Çözümü:

Mükemmel bir analiz yapmamış olsam da, IT uzmanı olarak çözümüm e-devlet entegrasyonuna bağlı çok ileri bir güvenlik doğrulaması ile kullanıcıların erişebildikleri “özel” sayfalarda milletvekili, belediye seçimlerini yapabilmesi, istedikleri zaman bunları değiştirebilmeleri. Ve yine yapılan icraatlere ait feedbackler ve referandumlar bu sistemin içerisinde yer alabilir diye düşünmekteyim.

Bu tarz bir sistem aslında politikacıların mevcut şartlarda sağlık politikalarına mı yoksa işçi haklarına mı daha fazla önem vermesinin beklendiğini onlara iletmesi, gerçekleşen icraatlerinin de nasıl tepkiler doğurduğunu takip edebilmesi için hükümet/muhalefet yönlü de fayda sağlamaktadır.

Bir nevi “bilgisayar ve temsil yardımlı açık demokrasi”den bahsettiğimin farkındayım. Bu durumun bazı sakıncaları yok mu? Tonla yeni problem var!

En başında da ülke ekonomisine olan etkileri. Anlık tepkilerin istikrar bozmasını engellemek için “kamu oyu” biraz “geç” veya “periodik” olarak yansıtılabilir diye düşünüyorum.

Geliştirilebilir fikirler birer başlangıç noktasına gereksinim duyarlar. En azından tartışmaya veya hayal etmeye açarak bugünden Bilgisayarlı Demokrasi’yi planlayabileceğimizi düşünüyorum.